Zina Davası Nasıl Açılır?

Zina Davası Nasıl Açılır?

Zina Davası Nasıl Açılır?

Türk Medeni Kanunu’nda evlilik birliğinin mahkeme kararı yoluyla sona erdirilmesine boşanma denmektedir. Boşanma sebepleri kanunda tek tek düzenlenmiş olup, taraflar bu sebeplerden birini ileri sürerek sebebin varlığını ispatladığı takdirde boşanmaya hükmedilebilmektedir. Özel ve mutlak boşanma sebeplerinden biri de aldatma (zina)’dır.

Zina Nedir?

Evlilik birliğinin kurulmasının beraberinde getirdiği yükümlülüklerden biri eşlerin birbirlerine karşı “sadakat yükümlülüğü”dür. Zina, eşlerden birinin bu yükümlülüğe aykırı davranarak, evlilik dışı bir kişiyle cinsel ilişki yaşamasıdır. Sadakat yükümlülüğüne aykırı olan her davranış boşanma sebebi oluşturabilse de, zinanın varlığından bahsedebilmek için mutlaka cinsel ilişkinin gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Örneğin, öpüşmek, mesajlaşmak ya da sohbet etmek gibi eylemler sadakat yükümlülüğüne aykırı olsa da zina kapsamında değerlendirilmemektedir. Bu tür eylemler, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davasına konu olabilir.

  • Evlilik bağı: İlişkiye giren kişilerden en az birinin evli olması gerekmektedir.
  • Evlilik dışı ilişki: Evli olan kişinin, evlilik birliği içerisinde eşinden başka biriyle cinsel ilişkiye girmesi gerekmektedir.
  • Karşı cinsle ilişki: Geleneksel olarak, Türk Medeni Kanunu zinanın karşı cinsler arasında gerçekleşen bir ilişki olduğunu kabul etmektedir. Aynı cinsiyetten kişiler arasındaki ilişkiler veya hayvanlarla olan ilişkiler, kanun metni uyarınca zina olarak değerlendirilmemektedir.

Zina Nedeniyle Boşanmanın Koşulları

Türk Medeni Kanunu (TMK), evlilik birliğinin korunması ve sona erdirilmesiyle ilgili hükümleri içerisinde zina kavramını da ele almaktadır. Kanuna göre, zina, evli bir kişinin, evlilik birliği devam ederken, eşinden başka biriyle cinsel ilişkiye girmesi anlamına gelmektedir. Bu tanımdan açıkça görüleceği üzere, zinanın gerçekleşebilmesi için;

  1. Geçerli Bir Evliliğin Bulunması: Evlilik birliğinin geçerli biçimde kurulmuş olması gerekmektedir. İmam nikahlı eşler arasında hukuk sistemine göre geçerli bir evlilik bulunmadığından zina gerekçesiyle dava açılması mümkün değildir. Ayrıca, evlilik birliğinin kurulmasından önce veya sona ermesinden sonra yaşanan cinsel ilişkiler de zina olarak değerlendirilmez.

  2. Cinsel İlişkinin Gerçekleşmiş Olması: Zina sayılabilmesi için eşlerden birinin evlilik dışı bir kişiyle cinsel ilişki yaşaması gereklidir. Bu boyuta ulaşmayan yakınlaşmalar zina olarak nitelendirilemez.

  3. Kusur Şartı: Zinada bulunan eşin, bu davranışını kendi iradesiyle gerçekleştirmiş olması gereklidir. Örneğin, cinsel saldırı sonucu gerçekleşen bir eylem zina olarak kabul edilmez. Kusuru olmadığını iddia eden tarafın bunu ispat etmesi gerekir.

Dava Açma Süresi

Zina davası açmak isteyen eşin, aldatmayı öğrenmesinden itibaren 6 ay içerisinde dava açması gerekmektedir. Her halükarda zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı düşer. Tek seferlik olmayan bir zina eyleminin varlığında hak düşürücü süre son zina eyleminin gerçekleştiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.

Unutulmamlıdır ki; zinayı affeden eşin dava açma hakkı yoktur. Affetme, açık bir şekilde beyan edilebileceği gibi örtülü bir şekilde de gerçekleşebilir. 

Zinanın İspatı

Zina davalarında, aldatılan eşin bu durumu ispat etmesi gereklidir. Zinanın suçüstü yakalanması genellikle mümkün olmadığından, uygulamada genellikle fotoğraflar, mesajlar, tanık ifadeleri, otel kayıtları gibi deliller kullanılır. Ancak bu delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmesi gereklidir. Özel hayatın gizliliğini ihlal ederek elde edilen deliller mahkeme tarafından dikkate alınmayabilir. Ayrıca, tanık ifadeleri veya belgeler arasındaki tutarlılık da mahkemenin kanaatini etkileyen önemli bir unsurdur. Bu nedenle, delillerin sunulması sırasında tutarlılığa dikkat edilmelidir.

Delil Olarak Kullanılabilecek Kayıtlar

Zina eylemini ispatlamaya yönelik olarak alınan video ve ses kayıtları delil olarak kabul edilebilir. Ancak, eşin özel hayatını sürekli ihlal ederek elde edilen kayıtlar hukuka aykırı sayılabilir. Örneğin; eşinin telefonuna casus yazılım yükleyerek elde edilen ses kayıtları, mesajlar veyahut videolar delil olarak kabul edilmez. Bunun yanında, bu tür kayıtların kullanılmasının hem hukuki hem de etik sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır. Kayıtların hukuka uygun olması, mahkeme sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlar.

Aldatma Sonucunda Tazminat Talebi

Zina sebebiyle boşanma davalarında aldatılan eş, kişilik haklarının zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat talep edebilir. Ayrıca, maddi tazminat talebi de mevcut veya beklenen menfaatlerin boşanma sebebiyle zarar görmesi durumunda gündeme gelebilir. 2018 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararına göre, aldatılan eş üçüncü kişiden tazminat talep edemez. Zira sadakat yükümlülüğü yalnızca eşler arasında geçerli olup, zina eylemi haksız fiil olarak değerlendirilmemektedir. Manevi tazminat taleplerinde mahkeme, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını da dikkate alarak bir karara varır.

Mal Paylaşımı ve Nafaka

Zina nedeniyle boşanma gerçekleştiğinde, hâkim kusurlu eşin artık değerdeki pay oranını azaltabilir veya tamamen kaldırabilir. Ayrıca, aldatılan eş, daha ağır kusurlu olmamak kaydıyla nafaka talep edebilir. Ancak aldatan eş lehine nafakaya hükmedilmez. Nafaka taleplerinde mahkeme, tarafların kusur oranları ve ekonomik durumları gibi çeşitli kriterleri değerlendirir. Bu nedenle, nafaka talebinin ayrıntılı bir şekilde gerekçelendirilmesi oldukça önemlidir.Sonuç

Bu kapsamda, aldatıldığını düşünen eşler dava açma sürelerine dikkat ederek ve hukuka uygun delillerle bu durumu ispat ederek boşanma talebinde bulunabilirler. Ancak, dava açma hakkının affetme ile ortadan kalktığı ve delillerin hukuka uygun olması gerektiği unutulmamalıdır. Profesyonel bir hukukçu desteği, bu sürecin doğru bir şekilde yönetilmesi için elzemdir.

Zina Davası Nasıl Açılır?

Zina Davası Nasıl Açılır?

Türk Medeni Kanunu’nda evlilik birliğinin mahkeme kararı yoluyla sona erdirilmesine boşanma denmektedir. Boşanma sebepleri kanunda tek tek düzenlenmiş olup, taraflar bu sebeplerden birini ileri sürerek sebebin varlığını ispatladığı takdirde boşanmaya hükmedilebilmektedir. Özel ve mutlak boşanma sebeplerinden biri de aldatma (zina)’dır.

Zina Nedir?

Evlilik birliğinin kurulmasının beraberinde getirdiği yükümlülüklerden biri eşlerin birbirlerine karşı “sadakat yükümlülüğü”dür. Zina, eşlerden birinin bu yükümlülüğe aykırı davranarak, evlilik dışı bir kişiyle cinsel ilişki yaşamasıdır. Sadakat yükümlülüğüne aykırı olan her davranış boşanma sebebi oluşturabilse de, zinanın varlığından bahsedebilmek için mutlaka cinsel ilişkinin gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Örneğin, öpüşmek, mesajlaşmak ya da sohbet etmek gibi eylemler sadakat yükümlülüğüne aykırı olsa da zina kapsamında değerlendirilmemektedir. Bu tür eylemler, genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davasına konu olabilir.

  • Evlilik bağı: İlişkiye giren kişilerden en az birinin evli olması gerekmektedir.
  • Evlilik dışı ilişki: Evli olan kişinin, evlilik birliği içerisinde eşinden başka biriyle cinsel ilişkiye girmesi gerekmektedir.
  • Karşı cinsle ilişki: Geleneksel olarak, Türk Medeni Kanunu zinanın karşı cinsler arasında gerçekleşen bir ilişki olduğunu kabul etmektedir. Aynı cinsiyetten kişiler arasındaki ilişkiler veya hayvanlarla olan ilişkiler, kanun metni uyarınca zina olarak değerlendirilmemektedir.

Zina Nedeniyle Boşanmanın Koşulları

Türk Medeni Kanunu (TMK), evlilik birliğinin korunması ve sona erdirilmesiyle ilgili hükümleri içerisinde zina kavramını da ele almaktadır. Kanuna göre, zina, evli bir kişinin, evlilik birliği devam ederken, eşinden başka biriyle cinsel ilişkiye girmesi anlamına gelmektedir. Bu tanımdan açıkça görüleceği üzere, zinanın gerçekleşebilmesi için;

  1. Geçerli Bir Evliliğin Bulunması: Evlilik birliğinin geçerli biçimde kurulmuş olması gerekmektedir. İmam nikahlı eşler arasında hukuk sistemine göre geçerli bir evlilik bulunmadığından zina gerekçesiyle dava açılması mümkün değildir. Ayrıca, evlilik birliğinin kurulmasından önce veya sona ermesinden sonra yaşanan cinsel ilişkiler de zina olarak değerlendirilmez.

  2. Cinsel İlişkinin Gerçekleşmiş Olması: Zina sayılabilmesi için eşlerden birinin evlilik dışı bir kişiyle cinsel ilişki yaşaması gereklidir. Bu boyuta ulaşmayan yakınlaşmalar zina olarak nitelendirilemez.

  3. Kusur Şartı: Zinada bulunan eşin, bu davranışını kendi iradesiyle gerçekleştirmiş olması gereklidir. Örneğin, cinsel saldırı sonucu gerçekleşen bir eylem zina olarak kabul edilmez. Kusuru olmadığını iddia eden tarafın bunu ispat etmesi gerekir.

Dava Açma Süresi

Zina davası açmak isteyen eşin, aldatmayı öğrenmesinden itibaren 6 ay içerisinde dava açması gerekmektedir. Her halükarda zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı düşer. Tek seferlik olmayan bir zina eyleminin varlığında hak düşürücü süre son zina eyleminin gerçekleştiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.

Unutulmamlıdır ki; zinayı affeden eşin dava açma hakkı yoktur. Affetme, açık bir şekilde beyan edilebileceği gibi örtülü bir şekilde de gerçekleşebilir. 

Zinanın İspatı

Zina davalarında, aldatılan eşin bu durumu ispat etmesi gereklidir. Zinanın suçüstü yakalanması genellikle mümkün olmadığından, uygulamada genellikle fotoğraflar, mesajlar, tanık ifadeleri, otel kayıtları gibi deliller kullanılır. Ancak bu delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmesi gereklidir. Özel hayatın gizliliğini ihlal ederek elde edilen deliller mahkeme tarafından dikkate alınmayabilir. Ayrıca, tanık ifadeleri veya belgeler arasındaki tutarlılık da mahkemenin kanaatini etkileyen önemli bir unsurdur. Bu nedenle, delillerin sunulması sırasında tutarlılığa dikkat edilmelidir.

Delil Olarak Kullanılabilecek Kayıtlar

Zina eylemini ispatlamaya yönelik olarak alınan video ve ses kayıtları delil olarak kabul edilebilir. Ancak, eşin özel hayatını sürekli ihlal ederek elde edilen kayıtlar hukuka aykırı sayılabilir. Örneğin; eşinin telefonuna casus yazılım yükleyerek elde edilen ses kayıtları, mesajlar veyahut videolar delil olarak kabul edilmez. Bunun yanında, bu tür kayıtların kullanılmasının hem hukuki hem de etik sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır. Kayıtların hukuka uygun olması, mahkeme sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlar.

Aldatma Sonucunda Tazminat Talebi

Zina sebebiyle boşanma davalarında aldatılan eş, kişilik haklarının zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat talep edebilir. Ayrıca, maddi tazminat talebi de mevcut veya beklenen menfaatlerin boşanma sebebiyle zarar görmesi durumunda gündeme gelebilir. 2018 tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararına göre, aldatılan eş üçüncü kişiden tazminat talep edemez. Zira sadakat yükümlülüğü yalnızca eşler arasında geçerli olup, zina eylemi haksız fiil olarak değerlendirilmemektedir. Manevi tazminat taleplerinde mahkeme, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını da dikkate alarak bir karara varır.

Mal Paylaşımı ve Nafaka

Zina nedeniyle boşanma gerçekleştiğinde, hâkim kusurlu eşin artık değerdeki pay oranını azaltabilir veya tamamen kaldırabilir. Ayrıca, aldatılan eş, daha ağır kusurlu olmamak kaydıyla nafaka talep edebilir. Ancak aldatan eş lehine nafakaya hükmedilmez. Nafaka taleplerinde mahkeme, tarafların kusur oranları ve ekonomik durumları gibi çeşitli kriterleri değerlendirir. Bu nedenle, nafaka talebinin ayrıntılı bir şekilde gerekçelendirilmesi oldukça önemlidir.Sonuç

Bu kapsamda, aldatıldığını düşünen eşler dava açma sürelerine dikkat ederek ve hukuka uygun delillerle bu durumu ispat ederek boşanma talebinde bulunabilirler. Ancak, dava açma hakkının affetme ile ortadan kalktığı ve delillerin hukuka uygun olması gerektiği unutulmamalıdır. Profesyonel bir hukukçu desteği, bu sürecin doğru bir şekilde yönetilmesi için elzemdir.



Zina dava , zina dava açma , zina dava nasıl açılır , zina suçu , zina cezası , zina hukuku , zina suçlaması , zina neden açılır , zina davası süreci , zina avukatı ,
Whatsapp ile görüş