
Kİşisel Verilerin Korunması ve Ceza Hukuku

Günümüzde iletişim teknolojileri önemli bir ilerleme kaydetmiş ve halen gelişimini sürdürmektedir. Dijital dünya büyüdükçe bireylerin verileri üzerindeki kontrolü de giderek karmaşık bir hal almaktadır. Bilgi paylaşımının ve veri toplama olanaklarının artması, bir yandan bireylerin hayatını kolaylaştırırken, öte yandan hukuk düzeni açısından çeşitli riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu yazıda, KİŞisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve Türk Ceza Hukuku kapsamında kişisel verilerin korunmasına ilişkin hukuki düzenlemeleri ele alacağız.
1- Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)
6698 Sayılı KVKK, 7 Nisan 2016 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun temel amacı, kişisel verilerin işlenmesi sürecinde özel hayatın gizliliği başta olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülüklerini belirlemektir. Kanuna göre, kişisel verilerin işlenme amaçlarını belirleyen ve veri kayıt sisteminin kurulmasından sorumlu olan kişiler "veri sorumlusu" olarak tanımlanmaktadır. KVKK, bireylere şu hakları tanımaktadır:
- Kendi verilerinin işlenip işlenmediğini öğrenme hakkı
- Veri kaydı varsa ne amaçla kullanıldığını bilme hakkı
- Yanlış veya eksik kayıtların düzeltilmesini isteme hakkı
- Kendi verilerinin hukuka aykırı işlenmesini engelleme hakkı
Veri sorumluları, bireylerden gelen talepleri en geç 30 gün içinde yazılı veya elektronik ortamda yanıtlamak zorundadır. Kİşisel veriler yalnızca ad, soyad, doğum tarihi gibi kimlik bilgilerinden ibaret olmayıp, bireyin akli, psikolojik, fiziki, ekonomik, sosyal ve kültürel özelliklerine dair bilgileri de kapsamaktadır.
2- Türk Ceza Hukuku Kapsamında Kişisel Veriler
Türk Ceza Kanunu (TCK), kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek için 135 ila 140. maddeler arasında düzenlemeler getirmektedir:
- Madde 135: Kİşisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi suçtur. Bunu yapan kişiye 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir. Eğer kaydedilen veriler kişilerin siyasi, felsefi, dini görüşleri, ırki kökenleri, ahlaki eğilimleri, cinsel yaşamları, sağlık durumları veya sendikal bağlantıları ile ilgiliyse ceza yarı oranda artırılır.
- Madde 136: Kİşisel verilerin hukuka aykırı olarak başkasına verilmesi, yayılması veya ele geçirilmesi durumunda 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası uygulanır.
- Madde 138: Kanunun belirlediği süreler dolduğu halde verilerin yok edilmemesi de suçtur. Bu fiili işleyen kişiye 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası verilir.
KVKK'nin 17. maddesi, TCK'nin 135-140. maddelerine atıfta bulunarak kişisel veri ihlallerinin ceza hukuku kapsamında da değerlendirilmesini öngörmektedir.
3- KVKK ve Ceza Hukuku Kesişimi: Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
KVKK'nin ceza hukukuyla ilişkisi uygulamada bazı sorunlara neden olmaktadır. Bunların başlıcalıları şunlardır:
- Veri sorumlularının yükümlülüklerini yeterince bilmemesi: Özellikle KOBİ'ler ve kamu kurumları, kişisel verilerin korunmasına dair düzenlemelere yeterince hakim olamayabiliyor. Bu da hukuki yaptırımlarla karşılaşmalarına neden oluyor.
- Ceza davası açılmasında güçlükler: Kişisel verilerin hukuka aykırı kullanımından zarar gören kişiler, tazminat ve ceza davası açarken ciddi delil sorunlarıyla karşılaşabiliyor.
- Teknolojik gelişmelerin hızına hukukun yetişememesi: Yapay zeka, blok zinciri ve bulut bilişim gibi yeni teknolojilerle birlikte kişisel verilerin korunması konusunda mevcut mevzuat yetersiz kalabilmektedir.
KVKK bireylerin kişisel veriler üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmasını sağlarken, TCK de hukuka aykırı veri işlemlerine ceza hukuku perspektifinden yaptırım getirmektedir. Ancak, etkili bir uygulama için kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve hukuk sisteminin teknolojik gelişmeleri yakından takip etmesi kritik önem taşımaktadır.
Kİşisel Verilerin Korunması ve Ceza Hukuku

Günümüzde iletişim teknolojileri önemli bir ilerleme kaydetmiş ve halen gelişimini sürdürmektedir. Dijital dünya büyüdükçe bireylerin verileri üzerindeki kontrolü de giderek karmaşık bir hal almaktadır. Bilgi paylaşımının ve veri toplama olanaklarının artması, bir yandan bireylerin hayatını kolaylaştırırken, öte yandan hukuk düzeni açısından çeşitli riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu yazıda, KİŞisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve Türk Ceza Hukuku kapsamında kişisel verilerin korunmasına ilişkin hukuki düzenlemeleri ele alacağız.
1- Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)
6698 Sayılı KVKK, 7 Nisan 2016 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun temel amacı, kişisel verilerin işlenmesi sürecinde özel hayatın gizliliği başta olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülüklerini belirlemektir. Kanuna göre, kişisel verilerin işlenme amaçlarını belirleyen ve veri kayıt sisteminin kurulmasından sorumlu olan kişiler "veri sorumlusu" olarak tanımlanmaktadır. KVKK, bireylere şu hakları tanımaktadır:
- Kendi verilerinin işlenip işlenmediğini öğrenme hakkı
- Veri kaydı varsa ne amaçla kullanıldığını bilme hakkı
- Yanlış veya eksik kayıtların düzeltilmesini isteme hakkı
- Kendi verilerinin hukuka aykırı işlenmesini engelleme hakkı
Veri sorumluları, bireylerden gelen talepleri en geç 30 gün içinde yazılı veya elektronik ortamda yanıtlamak zorundadır. Kİşisel veriler yalnızca ad, soyad, doğum tarihi gibi kimlik bilgilerinden ibaret olmayıp, bireyin akli, psikolojik, fiziki, ekonomik, sosyal ve kültürel özelliklerine dair bilgileri de kapsamaktadır.
2- Türk Ceza Hukuku Kapsamında Kişisel Veriler
Türk Ceza Kanunu (TCK), kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek için 135 ila 140. maddeler arasında düzenlemeler getirmektedir:
- Madde 135: Kİşisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi suçtur. Bunu yapan kişiye 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilir. Eğer kaydedilen veriler kişilerin siyasi, felsefi, dini görüşleri, ırki kökenleri, ahlaki eğilimleri, cinsel yaşamları, sağlık durumları veya sendikal bağlantıları ile ilgiliyse ceza yarı oranda artırılır.
- Madde 136: Kİşisel verilerin hukuka aykırı olarak başkasına verilmesi, yayılması veya ele geçirilmesi durumunda 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası uygulanır.
- Madde 138: Kanunun belirlediği süreler dolduğu halde verilerin yok edilmemesi de suçtur. Bu fiili işleyen kişiye 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası verilir.
KVKK'nin 17. maddesi, TCK'nin 135-140. maddelerine atıfta bulunarak kişisel veri ihlallerinin ceza hukuku kapsamında da değerlendirilmesini öngörmektedir.
3- KVKK ve Ceza Hukuku Kesişimi: Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar
KVKK'nin ceza hukukuyla ilişkisi uygulamada bazı sorunlara neden olmaktadır. Bunların başlıcalıları şunlardır:
- Veri sorumlularının yükümlülüklerini yeterince bilmemesi: Özellikle KOBİ'ler ve kamu kurumları, kişisel verilerin korunmasına dair düzenlemelere yeterince hakim olamayabiliyor. Bu da hukuki yaptırımlarla karşılaşmalarına neden oluyor.
- Ceza davası açılmasında güçlükler: Kişisel verilerin hukuka aykırı kullanımından zarar gören kişiler, tazminat ve ceza davası açarken ciddi delil sorunlarıyla karşılaşabiliyor.
- Teknolojik gelişmelerin hızına hukukun yetişememesi: Yapay zeka, blok zinciri ve bulut bilişim gibi yeni teknolojilerle birlikte kişisel verilerin korunması konusunda mevcut mevzuat yetersiz kalabilmektedir.
KVKK bireylerin kişisel veriler üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmasını sağlarken, TCK de hukuka aykırı veri işlemlerine ceza hukuku perspektifinden yaptırım getirmektedir. Ancak, etkili bir uygulama için kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve hukuk sisteminin teknolojik gelişmeleri yakından takip etmesi kritik önem taşımaktadır.
Kişisel Veriler , Koruma , Ceza Hukuku , Veri Güvenliği , Mahremiyet , Kişisel Veri İhlali , Ceza Sorumluluğu , Veri Koruma Kurulu , Kişisel Veri Sahibi , Sorumluluk ,
