Unutulma Hakkı: Dijital Dünyada Kişisel Verilerin Silinmesi

Unutulma Hakkı: Dijital Dünyada Kişisel Verilerin Silinmesi

Unutulma Hakkı: Dijital Dünyada Kişisel Verilerin Silinmesi

Dijitalleşmenin günlük yaşamı şekillendirdiği çağımızda bireylerin özel hayatının korunması meselesi, hukuki bir güvenlik alanı hâline gelmiştir. İnternetin, sosyal medyanın ve dijital arama motorlarının bireylerin kimliğini şekillendiren bilgi ve içerikleri kalıcı biçimde barındırması, bireyin geçmişini silmesi veya yeniden şekillendirmesi yönündeki iradesini sekteye uğratmaktadır. Bu bağlamda, kişisel verilerin korunması hakkının bir uzantısı olan unutulma hakkı, bireylerin dijital geçmişlerini denetleyebilmeleri için hukuken tanınmış önemli bir imkândır.

Kavramsal Çerçeve: Unutulma Hakkı Nedir?

Unutulma hakkı, bireyin geçmişte kamuya açık hâle gelen bir bilginin, belirli bir süre sonra toplum nezdindeki önemini yitirmesiyle birlikte dijital ortamdan kaldırılmasını isteme hakkıdır. Bu hak, esasen kişilik haklarının, özel hayatın gizliliğinin ve itibarın korunması ilkeleriyle doğrudan bağlantılıdır. Unutulma hakkı, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) 2014 tarihli Google/Costeja González kararı ile uluslararası hukukta belirginleşmiş, Türk hukuk sistemine ise 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ile kavramsal olarak entegre edilmiştir.

Unutulma Hakkının Türk Hukukundaki Temeli

Türk hukukunda unutulma hakkı, doğrudan düzenlenmiş bir müstakil hak değildir. Ancak Anayasa’nın 20. maddesi uyarınca “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.” hükmü ve 6698 sayılı Kanun çerçevesinde kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi ve anonim hâle getirilmesi başlıkları altında dolaylı şekilde koruma altına alınmaktadır. Aynı zamanda, Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca kişilik haklarının ihlali hâlinde bireyler, ihlalin önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep edebilir.

Yargıtay’ın Unutulma Hakkına Yaklaşımı

Yargıtay, unutulma hakkını özellikle internette yer alan arama sonuçları ve haber içerikleri bakımından değerlendirmektedir. Hukuka uygun olarak yayımlanmış bir haberin dahi zamanla güncelliğini yitirmesi, bireyin itibarına zarar vermeye başlaması ve kamu yararı boyutunun ortadan kalkması durumunda bu içeriğin yayından kaldırılmasının talep edilebileceğini kabul etmektedir.

Yargıtay’a göre unutulma hakkı değerlendirilirken;

  1. İlgili kişinin kamusal kimliği (örneğin bir siyasetçi mi yoksa sıradan bir vatandaş mı olduğu),

  2. Verinin yayında kalmasının kamu yararı açısından zorunluluğu olup olmadığı,

  3. Verinin güncelliğini yitirip yitirmediği,

  4. İlgili içeriğin hakaret, iftira veya mahkûmiyet içermesi gibi kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği kriterleri esas alınır.

Örneğin; geçmişte işlediği suç nedeniyle hakkında haber yapılan bir kişinin, cezasını çektikten sonra topluma kazandırılmış ve kamu yararı kalmamış ise, o haberin hâlen internette bulunması artık “bilgi edinme hakkı” kapsamında değil, “kişilik haklarının ihlali” olarak değerlendirilmiş ve silinmesi yönünde karar verilmiştir.

6698 Sayılı KVKK Kanunu ve Unutulma Hakkı

6698 sayılı Kanun’un 7. maddesinde şu hükme yer verilmiştir:
“Kişisel verilerin işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması hâlinde, kişisel veriler resen veya ilgili kişinin talebi üzerine veri sorumlusu tarafından silinir, yok edilir veya anonim hâle getirilir.”

Bu düzenleme, unutulma hakkının uygulanabilirliğini hukuken mümkün kılmakla birlikte, bireyin talebine bağlı bir mekanizma öngörmektedir. İlgili kişi, KVKK uyarınca veri sorumlusuna başvurarak kişisel verilerinin silinmesini talep edebilir. Veri sorumlusu bu başvuruyu en geç otuz gün içerisinde cevaplamakla yükümlüdür. Olumsuz cevap veya cevap verilmemesi hâlinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na başvuru hakkı bulunmaktadır. Kurul, birçok kararında, kişisel verilerin internetten kaldırılmasına ilişkin talepleri olumlu karşılamakta ve unutulma hakkını kişilik hakkının korunması kapsamında değerlendirmektedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Unutulma Hakkı

Unutulma hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinde güvence altına alınan özel hayatın korunması hakkı çerçevesinde de değerlendirilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), kişisel geçmişin belli bir süre sonra kamunun ilgi alanından çıkabileceğini ve bu durumda bireyin unutulmayı talep edebileceğini kabul etmektedir. Özellikle dijital çağda geçmişin kalıcı biçimde erişilebilir olması, bireylerin yeniden topluma entegre olmasını zorlaştırmakta, damgalanma ve dışlanma gibi sosyal riskleri de beraberinde getirmektedir. AİHM’e göre bu durum, orantılılık ilkesi ile çatıştığında, bireyin unutulma hakkı lehine değerlendirme yapılmalıdır.

Haber Siteleri ve Arama Motorlarına Karşı Unutulma Hakkı

Uygulamada en sık karşılaşılan meselelerden biri de haber sitelerinde yayımlanan içeriklerin, arama motorları vasıtasıyla hâlen erişilebilir olmasıdır. Birey, bir haberin silinmesini talep etmese dahi, bu içeriğin arama motorları tarafından indekslenmesine son verilmesini, yani bu içeriklerin arama sonuçlarında görünmemesini talep edebilmektedir. Yargıtay ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu, haberin erişime açık kalmasının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini kabul etmekle birlikte, bu özgürlüğün sınırsız olmadığını, bireyin itibar, mahremiyet ve yeniden topluma kazandırılma hakkı ile dengelenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Değerlendirme ve Sonuç

Unutulma hakkı, dijital çağın zorunlu kıldığı bir hukuki gerekliliktir. Her bireyin kendi geçmişi üzerinde denetim kurabilmesi, hukuk devleti ilkesinin bir yansımasıdır. Ancak bu hakkın sınırsız ve keyfi şekilde kullanılmaması da bir o kadar önemlidir. Zira toplumun bilgi edinme hakkı ile bireyin geçmişini silme arzusu her zaman çatışma hâlindedir. Türk hukuk sisteminin bu konuda gösterdiği gelişim dikkat çekicidir. Ancak uygulamada özellikle arama motorlarına ve uluslararası dijital platformlara yönelik kararların icrasında sorunlar yaşanmakta, yargı kararlarının teknik olarak uygulanabilirliği zaman zaman tartışma konusu olmaktadır. Bu sebeple unutulma hakkının somut koşullar altında, içtihatlarla şekillenen dinamik bir yapı içerisinde değerlendirilmesi gereklidir. Unutulma hakkı sadece bireyin dijital izlerini silme isteği değil; aynı zamanda insan onurunun, ikinci bir yaşam hakkının ve dijital rehabilitasyonun temelidir.

Unutulma Hakkı: Dijital Dünyada Kişisel Verilerin Silinmesi

Unutulma Hakkı: Dijital Dünyada Kişisel Verilerin Silinmesi

Dijitalleşmenin günlük yaşamı şekillendirdiği çağımızda bireylerin özel hayatının korunması meselesi, hukuki bir güvenlik alanı hâline gelmiştir. İnternetin, sosyal medyanın ve dijital arama motorlarının bireylerin kimliğini şekillendiren bilgi ve içerikleri kalıcı biçimde barındırması, bireyin geçmişini silmesi veya yeniden şekillendirmesi yönündeki iradesini sekteye uğratmaktadır. Bu bağlamda, kişisel verilerin korunması hakkının bir uzantısı olan unutulma hakkı, bireylerin dijital geçmişlerini denetleyebilmeleri için hukuken tanınmış önemli bir imkândır.

Kavramsal Çerçeve: Unutulma Hakkı Nedir?

Unutulma hakkı, bireyin geçmişte kamuya açık hâle gelen bir bilginin, belirli bir süre sonra toplum nezdindeki önemini yitirmesiyle birlikte dijital ortamdan kaldırılmasını isteme hakkıdır. Bu hak, esasen kişilik haklarının, özel hayatın gizliliğinin ve itibarın korunması ilkeleriyle doğrudan bağlantılıdır. Unutulma hakkı, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) 2014 tarihli Google/Costeja González kararı ile uluslararası hukukta belirginleşmiş, Türk hukuk sistemine ise 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ile kavramsal olarak entegre edilmiştir.

Unutulma Hakkının Türk Hukukundaki Temeli

Türk hukukunda unutulma hakkı, doğrudan düzenlenmiş bir müstakil hak değildir. Ancak Anayasa’nın 20. maddesi uyarınca “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.” hükmü ve 6698 sayılı Kanun çerçevesinde kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi ve anonim hâle getirilmesi başlıkları altında dolaylı şekilde koruma altına alınmaktadır. Aynı zamanda, Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca kişilik haklarının ihlali hâlinde bireyler, ihlalin önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep edebilir.

Yargıtay’ın Unutulma Hakkına Yaklaşımı

Yargıtay, unutulma hakkını özellikle internette yer alan arama sonuçları ve haber içerikleri bakımından değerlendirmektedir. Hukuka uygun olarak yayımlanmış bir haberin dahi zamanla güncelliğini yitirmesi, bireyin itibarına zarar vermeye başlaması ve kamu yararı boyutunun ortadan kalkması durumunda bu içeriğin yayından kaldırılmasının talep edilebileceğini kabul etmektedir.

Yargıtay’a göre unutulma hakkı değerlendirilirken;

  1. İlgili kişinin kamusal kimliği (örneğin bir siyasetçi mi yoksa sıradan bir vatandaş mı olduğu),

  2. Verinin yayında kalmasının kamu yararı açısından zorunluluğu olup olmadığı,

  3. Verinin güncelliğini yitirip yitirmediği,

  4. İlgili içeriğin hakaret, iftira veya mahkûmiyet içermesi gibi kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği kriterleri esas alınır.

Örneğin; geçmişte işlediği suç nedeniyle hakkında haber yapılan bir kişinin, cezasını çektikten sonra topluma kazandırılmış ve kamu yararı kalmamış ise, o haberin hâlen internette bulunması artık “bilgi edinme hakkı” kapsamında değil, “kişilik haklarının ihlali” olarak değerlendirilmiş ve silinmesi yönünde karar verilmiştir.

6698 Sayılı KVKK Kanunu ve Unutulma Hakkı

6698 sayılı Kanun’un 7. maddesinde şu hükme yer verilmiştir:
“Kişisel verilerin işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması hâlinde, kişisel veriler resen veya ilgili kişinin talebi üzerine veri sorumlusu tarafından silinir, yok edilir veya anonim hâle getirilir.”

Bu düzenleme, unutulma hakkının uygulanabilirliğini hukuken mümkün kılmakla birlikte, bireyin talebine bağlı bir mekanizma öngörmektedir. İlgili kişi, KVKK uyarınca veri sorumlusuna başvurarak kişisel verilerinin silinmesini talep edebilir. Veri sorumlusu bu başvuruyu en geç otuz gün içerisinde cevaplamakla yükümlüdür. Olumsuz cevap veya cevap verilmemesi hâlinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na başvuru hakkı bulunmaktadır. Kurul, birçok kararında, kişisel verilerin internetten kaldırılmasına ilişkin talepleri olumlu karşılamakta ve unutulma hakkını kişilik hakkının korunması kapsamında değerlendirmektedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Unutulma Hakkı

Unutulma hakkı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinde güvence altına alınan özel hayatın korunması hakkı çerçevesinde de değerlendirilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), kişisel geçmişin belli bir süre sonra kamunun ilgi alanından çıkabileceğini ve bu durumda bireyin unutulmayı talep edebileceğini kabul etmektedir. Özellikle dijital çağda geçmişin kalıcı biçimde erişilebilir olması, bireylerin yeniden topluma entegre olmasını zorlaştırmakta, damgalanma ve dışlanma gibi sosyal riskleri de beraberinde getirmektedir. AİHM’e göre bu durum, orantılılık ilkesi ile çatıştığında, bireyin unutulma hakkı lehine değerlendirme yapılmalıdır.

Haber Siteleri ve Arama Motorlarına Karşı Unutulma Hakkı

Uygulamada en sık karşılaşılan meselelerden biri de haber sitelerinde yayımlanan içeriklerin, arama motorları vasıtasıyla hâlen erişilebilir olmasıdır. Birey, bir haberin silinmesini talep etmese dahi, bu içeriğin arama motorları tarafından indekslenmesine son verilmesini, yani bu içeriklerin arama sonuçlarında görünmemesini talep edebilmektedir. Yargıtay ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu, haberin erişime açık kalmasının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini kabul etmekle birlikte, bu özgürlüğün sınırsız olmadığını, bireyin itibar, mahremiyet ve yeniden topluma kazandırılma hakkı ile dengelenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Değerlendirme ve Sonuç

Unutulma hakkı, dijital çağın zorunlu kıldığı bir hukuki gerekliliktir. Her bireyin kendi geçmişi üzerinde denetim kurabilmesi, hukuk devleti ilkesinin bir yansımasıdır. Ancak bu hakkın sınırsız ve keyfi şekilde kullanılmaması da bir o kadar önemlidir. Zira toplumun bilgi edinme hakkı ile bireyin geçmişini silme arzusu her zaman çatışma hâlindedir. Türk hukuk sisteminin bu konuda gösterdiği gelişim dikkat çekicidir. Ancak uygulamada özellikle arama motorlarına ve uluslararası dijital platformlara yönelik kararların icrasında sorunlar yaşanmakta, yargı kararlarının teknik olarak uygulanabilirliği zaman zaman tartışma konusu olmaktadır. Bu sebeple unutulma hakkının somut koşullar altında, içtihatlarla şekillenen dinamik bir yapı içerisinde değerlendirilmesi gereklidir. Unutulma hakkı sadece bireyin dijital izlerini silme isteği değil; aynı zamanda insan onurunun, ikinci bir yaşam hakkının ve dijital rehabilitasyonun temelidir.



Unutulma Hakkı , Dijital , Kişisel Veriler , Silinmesi , Mahremiyet , GDPR , Veri Koruma , Kişisel Veri Güvenliği , Özel Hayatın Gizliliği , Veri Silme Hakkı ,
Whatsapp ile görüş