Tutukluluk Nedenleri ve Tutukluğa İtiraz

Tutukluluk Nedenleri ve Tutukluğa İtiraz

Tutukluluk Nedenleri ve Tutukluğa İtiraz

Tutuklama, ceza muhakemesi hukukunun en önemli koruma tedbirlerinden biridir. Temel amacı, sanığın yargılamadan kaçmasını, delilleri karartmasını veya suçtan zarar gören kişilere ya da tanıklara baskı yapmasını önlemektir. Ancak, tutuklama kararı, bir özgürlük kısıtlaması olduğu için yalnızca kanunla öngörülen sıkı şartlar çerçevesinde uygulanabilir. Bu bağlamda, tutuklamanın nedenleri, tutuklamaya karşı itiraz yolları ve bu sürecin sanık açısından hak ve özgürlükler bağlamındaki etkileri son derece önemlidir.

Tutuklama Nedenleri

1.Kuvvetli Suç Şüphesinin Varlığı

Bir kişinin tutuklanabilmesi için, o kişinin bir suç işlediğine dair kuvvetli şüphenin var olması gereklidir. Bu kuvvetli şüphe, tanık beyanları, kamera kayıtları, fiziksel deliller gibi somut olgulara dayandırılmalıdır. Basit bir şüphe veya varsayım, tutuklama için yeterli değildir. Kuvvetli suç şüphesi, tutuklamanın en temel şartıdır ve bu olmadan diğer gerekçeler değerlendirmeye alınmaz.

2. Kaçma Şüphesi

Sanığın yargılama sürecinden kaçma olasılığı varsa, bu da tutuklama nedeni olarak kabul edilebilir. Özellikle kişinin sabit bir ikametgahının bulunmaması, yurtdışına çıkma olasılığının yüksek olması ya da daha önce yargılama sürecinden kaçmaya çalışmış olması gibi durumlar, kaçma şüphesi yaratır. Bu gibi hallerde, sanığın tutuklanarak yargılama sürecinde hazır bulunması sağlanır.

3. Delilleri Karartma Tehlikesi

Sanığın serbest kalması durumunda, suçla ilgili delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme ihtimali varsa, bu da bir tutuklama gerekçesidir. Özellikle olay yerindeki delillere müdahale etme, elektronik cihazlar üzerinde oynama yapma veya delilleri ortadan kaldırma girişimleri, delilleri karartma tehlikesi olarak kabul edilir. Bu durumda tutuklama, delillerin güvenliğini sağlamak amacıyla uygulanır.

4. Tanık, Mağdur veya Diğer Kişiler Üzerinde Baskı Kurma İhtimali

Sanığın serbest kalması halinde, suçtan zarar gören kişilere, tanıklara veya diğer üçüncü kişilere baskı yapma, onları tehdit etme veya rüşvetle yönlendirme gibi bir ihtimal bulunuyorsa, bu durum da tutuklama nedenidir. Yargılamanın adil ve tarafsız bir şekilde yürütülebilmesi için tanıkların ve mağdurların baskı altında olmadan ifade verebilmeleri önemlidir. Bu nedenle, sanığın bu kişilere baskı yapma ihtimali varsa tutuklama kararı verilebilir.

5. Ağır Ceza Gerektiren Suçlar

Kanun koyucu bazı suçları doğrudan tutuklama sebebi olarak kabul etmiştir. Özellikle kasten öldürme, cinsel saldırı, uyuşturucu ticareti, terör örgütü üyeliği gibi ağır cezalara tabi suçlarda, tutuklama kararı verilmesi daha kolaydır. Bu tür suçlar, toplum açısından büyük bir tehlike arz eder ve sanığın serbest bırakılması, kamu düzeni ve güvenliği açısından tehdit olarak görülebilir.

Tutuklamaya İtiraz

Tutuklama kararı, bir hakimin kararına dayanır ve bu karar, her aşamada itiraz edilebilir. Tutuklamaya itiraz, sanığın ya da avukatının, tutuklama kararının haksız veya yersiz olduğunu düşündüğü durumlarda mahkemeye başvurarak kararın gözden geçirilmesini isteme sürecidir. 

1. İtiraz Süresi

Tutuklama kararına karşı itiraz hakkı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde kullanılmalıdır. Bu süre içinde itiraz edilmezse, tutuklama kararı kesinleşir. Ancak sanık veya avukatı, daha sonra yeniden tahliye talebinde bulunabilir.

2. İtirazın Yapıldığı Mahkeme

Tutuklama kararına itiraz, tutuklama kararını veren mahkemenin bir üst dereceli mahkemesine yapılır. Kararına itiraz edilen hakim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse tutuklama kararımı düzeltir, yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir 

3. İtirazın İncelenmesi

İtirazı inceleyecek olan mahkeme, itiraz başvurusunu dosya üzerinden değerlendirir. Mahkeme, itirazı kabul ederse sanığın serbest bırakılmasına veya adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verebilir. Eğer itiraz reddedilirse, tutukluluk hali devam eder. Mahkeme, gerekli görürse itiraz sürecinde duruşma açabilir ve tarafları dinleyebilir.

4. Tahliye Talebi

Tutuklu bulunan sanık veya avukatı, yargılamanın her aşamasında tahliye talebinde bulunabilir. Tahliye talepleri, tutuklama kararını veren mahkemeye yapılır ve mahkeme bu talepleri belirli aralıklarla incelemek zorundadır. Eğer mahkeme tahliye talebini reddederse, sanık veya avukatı ret kararına karşı da bir üst mahkemeye itiraz edebilir.

Adli Kontrol ve Alternatif Tedbirler

Tutuklama kararı yerine adli kontrol gibi alternatif tedbirler uygulanabilir. Adli kontrol, sanığın tutuklanmaksızın yargılamanın sonuna kadar serbest kalması ancak belirli yükümlülükler altına girmesi anlamına gelir. Adli kontrol tedbirleri arasında şunlar yer alır:

  • Yurtdışına çıkış yasağı: Sanığın belirli bir süre yurtdışına çıkmasının yasaklanması.
  • Belirli yerlere gitmeme: Sanığın belirli yerlere gitmesinin veya belirli kişilerle görüşmesinin yasaklanması.
  • İmza yükümlülüğü: Sanığın belirli aralıklarla karakola gidip imza atma yükümlülüğü.

CMK Madde 109

(1) (Değişik: 2/7/2012-6352/98 md.) Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.

(2) Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de, adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.

(3) Adlî kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir:

a) Yurt dışına çıkamamak.

b) Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak.

c) Hakimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde mesleki uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak.

d) Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek.

e) Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek.

f) Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak.

g) Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek.

h) Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak.

i) Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek.

j) (Ek: 2/7/2012-6352/98 md.) Konutunu terk etmemek.

k) (Ek: 2/7/2012-6352/98 md.) Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek.

l) (Ek: 2/7/2012-6352/98 md.) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek.

(4) Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tespit edilen şüpheli ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadın şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir. Hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de adlî kontrol kararı verebilir.

(5) Hâkim veya Cumhuriyet savcısı (d) bendinde belirtilen yükümlülüğün uygulamasında şüphelinin meslekî uğraşılarında araç kullanmasına sürekli veya geçici olarak izin verebilir.

(6) Adlî kontrol altında geçen süre, şahsî hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilemez. Bu hüküm, maddenin üçüncü fıkrasının (e) ve (j) bentlerinde belirtilen hallerde uygulanmaz. (Ek cümle:8/7/2021-7331/15 md.) Ancak, (j) bendinde belirtilen konutunu terk etmemek yükümlülüğü altında geçen her iki gün, cezanın mahsubunda bir gün olarak dikkate alınır.

(7) (Ek: 6/12/2006 – 5560/19 md.) Kanunlarda öngörülen tutukluluk sürelerinin dolması nedeniyle salıverilenler hakkında adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.

Bu tedbirler, tutuklamanın daha hafif bir alternatifi olarak kabul edilir ve tutuklama kararının yerine uygulanabilir.

Tutukluluk Nedenleri ve Tutukluğa İtiraz

Tutukluluk Nedenleri ve Tutukluğa İtiraz

Tutuklama, ceza muhakemesi hukukunun en önemli koruma tedbirlerinden biridir. Temel amacı, sanığın yargılamadan kaçmasını, delilleri karartmasını veya suçtan zarar gören kişilere ya da tanıklara baskı yapmasını önlemektir. Ancak, tutuklama kararı, bir özgürlük kısıtlaması olduğu için yalnızca kanunla öngörülen sıkı şartlar çerçevesinde uygulanabilir. Bu bağlamda, tutuklamanın nedenleri, tutuklamaya karşı itiraz yolları ve bu sürecin sanık açısından hak ve özgürlükler bağlamındaki etkileri son derece önemlidir.

Tutuklama Nedenleri

1.Kuvvetli Suç Şüphesinin Varlığı

Bir kişinin tutuklanabilmesi için, o kişinin bir suç işlediğine dair kuvvetli şüphenin var olması gereklidir. Bu kuvvetli şüphe, tanık beyanları, kamera kayıtları, fiziksel deliller gibi somut olgulara dayandırılmalıdır. Basit bir şüphe veya varsayım, tutuklama için yeterli değildir. Kuvvetli suç şüphesi, tutuklamanın en temel şartıdır ve bu olmadan diğer gerekçeler değerlendirmeye alınmaz.

2. Kaçma Şüphesi

Sanığın yargılama sürecinden kaçma olasılığı varsa, bu da tutuklama nedeni olarak kabul edilebilir. Özellikle kişinin sabit bir ikametgahının bulunmaması, yurtdışına çıkma olasılığının yüksek olması ya da daha önce yargılama sürecinden kaçmaya çalışmış olması gibi durumlar, kaçma şüphesi yaratır. Bu gibi hallerde, sanığın tutuklanarak yargılama sürecinde hazır bulunması sağlanır.

3. Delilleri Karartma Tehlikesi

Sanığın serbest kalması durumunda, suçla ilgili delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme ihtimali varsa, bu da bir tutuklama gerekçesidir. Özellikle olay yerindeki delillere müdahale etme, elektronik cihazlar üzerinde oynama yapma veya delilleri ortadan kaldırma girişimleri, delilleri karartma tehlikesi olarak kabul edilir. Bu durumda tutuklama, delillerin güvenliğini sağlamak amacıyla uygulanır.

4. Tanık, Mağdur veya Diğer Kişiler Üzerinde Baskı Kurma İhtimali

Sanığın serbest kalması halinde, suçtan zarar gören kişilere, tanıklara veya diğer üçüncü kişilere baskı yapma, onları tehdit etme veya rüşvetle yönlendirme gibi bir ihtimal bulunuyorsa, bu durum da tutuklama nedenidir. Yargılamanın adil ve tarafsız bir şekilde yürütülebilmesi için tanıkların ve mağdurların baskı altında olmadan ifade verebilmeleri önemlidir. Bu nedenle, sanığın bu kişilere baskı yapma ihtimali varsa tutuklama kararı verilebilir.

5. Ağır Ceza Gerektiren Suçlar

Kanun koyucu bazı suçları doğrudan tutuklama sebebi olarak kabul etmiştir. Özellikle kasten öldürme, cinsel saldırı, uyuşturucu ticareti, terör örgütü üyeliği gibi ağır cezalara tabi suçlarda, tutuklama kararı verilmesi daha kolaydır. Bu tür suçlar, toplum açısından büyük bir tehlike arz eder ve sanığın serbest bırakılması, kamu düzeni ve güvenliği açısından tehdit olarak görülebilir.

Tutuklamaya İtiraz

Tutuklama kararı, bir hakimin kararına dayanır ve bu karar, her aşamada itiraz edilebilir. Tutuklamaya itiraz, sanığın ya da avukatının, tutuklama kararının haksız veya yersiz olduğunu düşündüğü durumlarda mahkemeye başvurarak kararın gözden geçirilmesini isteme sürecidir. 

1. İtiraz Süresi

Tutuklama kararına karşı itiraz hakkı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde kullanılmalıdır. Bu süre içinde itiraz edilmezse, tutuklama kararı kesinleşir. Ancak sanık veya avukatı, daha sonra yeniden tahliye talebinde bulunabilir.

2. İtirazın Yapıldığı Mahkeme

Tutuklama kararına itiraz, tutuklama kararını veren mahkemenin bir üst dereceli mahkemesine yapılır. Kararına itiraz edilen hakim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse tutuklama kararımı düzeltir, yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir 

3. İtirazın İncelenmesi

İtirazı inceleyecek olan mahkeme, itiraz başvurusunu dosya üzerinden değerlendirir. Mahkeme, itirazı kabul ederse sanığın serbest bırakılmasına veya adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verebilir. Eğer itiraz reddedilirse, tutukluluk hali devam eder. Mahkeme, gerekli görürse itiraz sürecinde duruşma açabilir ve tarafları dinleyebilir.

4. Tahliye Talebi

Tutuklu bulunan sanık veya avukatı, yargılamanın her aşamasında tahliye talebinde bulunabilir. Tahliye talepleri, tutuklama kararını veren mahkemeye yapılır ve mahkeme bu talepleri belirli aralıklarla incelemek zorundadır. Eğer mahkeme tahliye talebini reddederse, sanık veya avukatı ret kararına karşı da bir üst mahkemeye itiraz edebilir.

Adli Kontrol ve Alternatif Tedbirler

Tutuklama kararı yerine adli kontrol gibi alternatif tedbirler uygulanabilir. Adli kontrol, sanığın tutuklanmaksızın yargılamanın sonuna kadar serbest kalması ancak belirli yükümlülükler altına girmesi anlamına gelir. Adli kontrol tedbirleri arasında şunlar yer alır:

  • Yurtdışına çıkış yasağı: Sanığın belirli bir süre yurtdışına çıkmasının yasaklanması.
  • Belirli yerlere gitmeme: Sanığın belirli yerlere gitmesinin veya belirli kişilerle görüşmesinin yasaklanması.
  • İmza yükümlülüğü: Sanığın belirli aralıklarla karakola gidip imza atma yükümlülüğü.

CMK Madde 109

(1) (Değişik: 2/7/2012-6352/98 md.) Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100 üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir.

(2) Kanunda tutuklama yasağı öngörülen hallerde de, adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.

(3) Adlî kontrol, şüphelinin aşağıda gösterilen bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerir:

a) Yurt dışına çıkamamak.

b) Hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak.

c) Hakimin belirttiği merci veya kişilerin çağrılarına ve gerektiğinde mesleki uğraşlarına ilişkin veya eğitime devam konularındaki kontrol tedbirlerine uymak.

d) Her türlü taşıtları veya bunlardan bazılarını kullanamamak ve gerektiğinde kaleme, makbuz karşılığında sürücü belgesini teslim etmek.

e) Özellikle uyuşturucu, uyarıcı veya uçucu maddeler ile alkol bağımlılığından arınmak amacıyla, hastaneye yatmak dahil, tedavi veya muayene tedbirlerine tâbi olmak ve bunları kabul etmek.

f) Şüphelinin parasal durumu göz önünde bulundurularak, miktarı ve bir defada veya birden çok taksitlerle ödeme süreleri, Cumhuriyet savcısının isteği üzerine hâkimce belirlenecek bir güvence miktarını yatırmak.

g) Silâh bulunduramamak veya taşıyamamak, gerektiğinde sahip olunan silâhları makbuz karşılığında adlî emanete teslim etmek.

h) Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak.

i) Aile yükümlülüklerini yerine getireceğine ve adlî kararlar gereğince ödemeye mahkûm edildiği nafakayı düzenli olarak ödeyeceğine dair güvence vermek.

j) (Ek: 2/7/2012-6352/98 md.) Konutunu terk etmemek.

k) (Ek: 2/7/2012-6352/98 md.) Belirli bir yerleşim bölgesini terk etmemek.

l) (Ek: 2/7/2012-6352/98 md.) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemek.

(4) Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tespit edilen şüpheli ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadın şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebilir. Hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de adlî kontrol kararı verebilir.

(5) Hâkim veya Cumhuriyet savcısı (d) bendinde belirtilen yükümlülüğün uygulamasında şüphelinin meslekî uğraşılarında araç kullanmasına sürekli veya geçici olarak izin verebilir.

(6) Adlî kontrol altında geçen süre, şahsî hürriyeti sınırlama sebebi sayılarak cezadan mahsup edilemez. Bu hüküm, maddenin üçüncü fıkrasının (e) ve (j) bentlerinde belirtilen hallerde uygulanmaz. (Ek cümle:8/7/2021-7331/15 md.) Ancak, (j) bendinde belirtilen konutunu terk etmemek yükümlülüğü altında geçen her iki gün, cezanın mahsubunda bir gün olarak dikkate alınır.

(7) (Ek: 6/12/2006 – 5560/19 md.) Kanunlarda öngörülen tutukluluk sürelerinin dolması nedeniyle salıverilenler hakkında adlî kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.

Bu tedbirler, tutuklamanın daha hafif bir alternatifi olarak kabul edilir ve tutuklama kararının yerine uygulanabilir.



Tutukluluk , Nedenleri , Tutukluğa , İtiraz , Hukuk , Adalet , Mahkeme , Ceza , Suç , Savunma ,
Whatsapp ile görüş