Müstehcenlik Suçu – TCK 226

Müstehcenlik Suçu – TCK 226

Müstehcenlik Suçu – TCK 226

Müstehcen, ahlak ve edebe aykırı olan, cinsel özellikler taşıyan, ahlaki açıdan kişiyi rahatsız edecek ve toplumda söylenmemesi gereken, erotik veya pornografik içerikleri ifade etmektedir.

5237 sayılı kanunda Müstehcenlik suçu, TCK md.226’da “Genel Ahlaka Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. Kanunda müstehcenliğin tanımı yapılmamış fakat suçun unsurları ve cezasına yer verilmiştir.

Her ne kadar kanunda müstehcenliğin tanımı yapılmamış olsa da Yargıtay ceza dairelerinin başkan ve üyelerinden oluşan Ceza Genel Kurulunn 24/3/2015 tarih ve 2014/14-603 Esas, 2015/66 sayılı kararında;

“Normatif bir kavram olan müstehcenliğin, toplumdan topluma ve aynı toplum içinde toplumsal değerlere bağlı olarak değiştiğini, müstehcenlik olgusunun tespitinde, toplumun belli bir kesiminde kabul edilen değer yargılarının değil, toplum genelinin ve demokratik toplum düzenine ilişkin davranış kurallarının esas alınması gerektiğini belirtmiştir.”

Müstehcenlik suçu için görevli mahkeme fail 18 yaşının üzerinde ise asliye ceza mahkemesidir. Failin 18 yaşının altında olan bir çocuk olması halinde görevli mahkeme Çocuk Koruma Kanunu gereği çocuk mahkemesidir.

Müstehcenlik Suçunun Unsurları Nelerdir?

Suçun, maddi unsur ve manevi unsur olmak üzere iki temel unsuru vardır. Bu temel unsurlar alt başlıklarda incelenir. Bu suçta manevi unsur kasttır. Müstehcenlik suçunu işleyen kişinin elinde bulundurduğu ürünün müstehcen olduğunun bilincinde olması gerekir. Müstehcenlik suçunun maddi unsurları da fail mağdur, suçun konusu ve harekettir.

Müstehcenlik Suçunun Maddi Unsurları Nelerdir?

Fail

TCK m. 37 açısından, fiili gerçekleştiren kişi fail olarak tanımlanmıştır. Suçun faili olmak açısından kanun özel bir hükme yer vermemiştir. Bu nedenle, müstehcenlik suçunun faili herkes olabilir.

Mağdur

Bu suçun mağduru ise toplumdur. Ayrıca müstehcenlik suçu TCK’nın 226. Maddesinin 1. Ve 3.  Fıkrasında 18 yaşını tamamlamamış, çocuk olarak tanımladığımız kişiler içinde ekstra düzenleme yapılmıştır.

Müstehcenlik Suçunun Konusu

Bir şeyin, müstehcenlik suçunun konusu olabilmesi için öncelikle müstehcen (ahlak ve edebe aykırı olan) olması gerekmekte sonrasında ise bu müstehcen şeyin yazıya, görüntüye veya söze dönüşerek somut bir olgu teşkil etmesi gerekmektedir.

Neler müstehcen olarak adlandırılır ona bakacak olursak, bir ürünün müstehcen olarak nitelendirilebilmesi için belirli şartları taşıması gerekmektedir. Bu şartlar;

  • Ürün tamamen veya önemli ölçüde cinsel dürtüleri tahrik amacına yönelik olmalıdır.
  • Ürünle, insan bir kişi olmaktan ziyade obje haline getirilmiş olmalıdır. Üründe cinsellik ön planda olmalıdır.
  • Cinsel hareketler, estetikten uzak, saygısız, kaba, kışkırtıcı ve rahatsız edici bir tarzda ifade edilmelidir.

Örneğin; cenaze arabasını kaçırarak içindeki cesetle ilişkiye giren nekrofili (cesetlere cinsel ilgi duyan) kadının bu eylemi  bu suçun konusunu oluşturmaktadır.

Hareket

Müstehcenlik, Türk Ceza Kanunu’nda seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Bu kapsamda kanunda belirtilen

Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini göstermek, bu ürünleri dinletmek okumak ya da okutmak bu içerikleri çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen göstermek, sergilemek, bu ürünlerin içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa çıkarmak veyahut da kiralamak, dağıtmak, bu ürünlerin reklamını yapmak gibi hareketlerin herhangi birinin fail tarafından gerçekleştirilmesi suçun oluşumu için yeterlidir.

Müstehcenlik Suçunun Hukuka Uygunluk Nedenleri

Bilimsel eserlerde, sanatsal ve edebi değeri olan eserlerde yayınlanan bir eserin içeriğinde müstehcenlik içeren görüntünün ya da yazının bulunması müstehcenlik suçunu oluşturmaz.

İstisnai olarak, bu tarz ürünlerde çocuk p*rnosunun var olması halinde hukuka uygunluk nedeni ortadan kalkmaktadır.

Müstehcenlik Suçunun Cezası

1’inci fıkradaki suçun yaptırımı altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası; 2’inci fıkradaki suçun yaptırımı, altı aydan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası 3’üncü fıkranın birinci cümlesindeki suçun yaptırımı beş yıldan on yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası, ikinci cümlesindeki suçun yaptırımı, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası; 4’üncü fıkradaki suçun cezası bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası; 5’inci fıkradaki suçun yaptırımı ise altı yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.

NCMEC Raporu

Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi (NCMEC) tarafından; Çocukların istismarı, sömürülmesi vb. ile ilgili tespitler sonucu oluşturulan raporlardan oluşur.

NCMEC, sosyal medya aracılığıyla ‘çocuk müstehcen’ görüntüleri paylaşan ve müstehcen sitelerinden fotoğraf ile video indiren adresleri tespit ederek servis sağlayıcıları tarafından müstehcen ürünleri kuruma iletilen IP adresleri, vs. dijital delil ve materyaller toplandıktan sonra hazırlanan bu rapor, kişinin bulunduğu ülkedeki kolluk birimlerine gönderilmektedir. Bu raporlara istinaden, her gün şüpheliler hakkında sayısız soruşturma açılmakta olup, şüphe altındaki şahıslar hakkında iddianameler düzenlenmektedir.

Google tarafından şu an için kuruma bildirilen rapor sayısının 412.141, içerik sayısının 3.413.673, bu ihlali yapan ve devre dışı bırakılan hesap sayısının 129.174, google tarafından kaldırılan url sayısının ise 596.710 olarak belirtilmektedir.

Örnek olarak, ABD Ulusal Kayıp ve Sömürülen Çocuklar Merkezi’nin (NCMEC) ‘çocuk müstehcen’ görüntülerini indirdiği ve sosyal medyada paylaştığı ihbarıyla gözaltına alınarak tutuklunan Murat Pehlivan (22), Edirne 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında 29 yıl 22 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Müstehcenlik Suçu Yargıtay Kararları

İnternet Üzerinden Çocuğun Görüntülerini Kaydederek Müstehcenlik Suçu İşlenmesi

TCK’nın 226/3. Maddesinin TCK’nın 226/3. maddesinin 1.cümlesindeki düzenlemede “müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanmak” suç olarak tanımlanmıştır. Üretmek kelime anlamıyla oluşturmak, yaratmak ve meydana getirmek anlamlarına da gelmektedir ( …/www… ) Çocuğun müstehcenlik içeren görüntüsünün, resminin veya sesinin kullanılması, yazı veya ses içeriğinde çocuğun yer alması bu suçun oluşumu için yeterlidir.

Tüm bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın, internet ortamında tanıştığı ve suç tarihinde onsekiz yaşından küçük olan katılan çocuğun müstehcen nitelikteki çıplak görüntülerini internet üzerinden bilgisayar kamerası ve özel bir yazılım aracılığıyla kaydetmesi şeklindeki eyleminin, TCK’nın anılan maddesinde düzenlenen “müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanma” suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2017/2091).

Yaşı Küçük Çocuklara Porno Film İzletme ve Müstehcenlik Suçu

Yaşı küçük mağdurun, sanığın televizyonda seyrettiği çıplak kadın ve erkeklerin yer aldığı bir filmi televizyon ekranına ayna tutarak kendilerine izlettirdiğine yönelik aşamalardaki tutarlı ve suç isnadı için herhangi bir neden görülmeyen beyanları karşısında, sanığın yaşı küçük mağdurlara evinin açık olan penceresinden izlemekte olduğu porno içerikli filmi göstererek müstehcenlik suçunu işlediği düşünülmeden, sanığın mahkûmiyeti yerine beraatine hükmedilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18.Ceza Dairesi – Karar: 2016/19166).

Çıplak Resim Yayınlama, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve Müstehcenlik Suçu

Mağdurun fiziksel mahremiyetine dair sutyensiz yarı çıplak resimlerini, onun bilgisi ve rızası dışında ifşa eden suça sürüklenen çocuğun eyleminde TCK’nın 134/2. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluştuğu; ayrıca, 14 yaşındaki mağdurun, cinsel arzuları tahrik ve istismar eden, toplumun sahip olduğu ortak edep duygularıyla yerleşik edep kurallarını incitici nitelikteki müstehcen görüntülerini, mağdurun Facebook hesabı üzerinden yayımlayan suça sürüklenen çocuğun 5237 Sayılı TCK’nın 226/5. maddesinde tanımlanan müstehcenlik suçunu da işlediği, bir fiiliyle birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan suça sürüklenen çocuğun, 5237 Sayılı TCK’nın 44. maddesi gereğince, daha ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan cezalandırılması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yasal ve yeterli olmayan gerekçelere dayalı olarak, suça sürüklenen çocuk hakkında, 5237 Sayılı TCK’nın 134/2. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 12.Ceza Dairesi – Karar: 2015/4333).

Çocukların Cinsel İlişki Görüntülerinin Satışa Arz Edilmesi Suçu

Sanığın, çocukların kullanıldığı cinsel ilişki görüntülerinin yer aldığı CD’yi satışa arz etmek şeklindeki eylemi TCK’nın 226/1. maddesi ve 226/3. maddesindeki iki ayrı suçu oluştursa da, TCK’nın 44. maddesinde tanımlanan fikri içtima kuralı gereğince daha ağır cezayı öngören TCK’nın 226/3. maddesi 2. cümlesinden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, sanığın her iki suçtan ayrı ayrı mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 14. Ceza Dairesi – Karar: 2013/13412).

Çocukların Çocuklara Karşı Müstehcenlik Suçu İşlemesi

Suça konu görüntüler üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, bunların müstehcen nitelikte olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, bunun sonucuna göre, suça sürüklenen çocuklardan ‘in bu görüntüleri çocuk yaştaki ‘a, ‘ın yine çocuk olan arkadaşlarına göstermeleri, ‘ın ise görüntüleri internet aracılığıyla yayınlaması biçiminde gerçekleştiği kabul edilen eylemlerinin, TCK’nın 226/5. maddesinin ihlali niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği halde, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2016/12417).

Şiddet Kullanılarak veya Hayvanlarla Cinsel İlişkiye Dair Müstehcen Görüntü

Bilirkişi raporunda sanığın satışa sunduğu ileri sürülen CD’lerde şiddet kullanılarak, hayvanlarla ve doğal olmayan yollardan yapılan cinsel davranışlara ilişkin görüntülerin yer aldığının bildirilmesi karşısında, eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 226/4. maddesinde yer alan suçu oluşturabileceği ve bu suçtan dolayı yargılama yaparak delillerin değerlendirilmesi ve suç vasfının belirlenmesi görevinin Asliye Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu nazara alınarak 5235 sayılı Yasa’nın 11, geçici 1. ve CMK’nın 4. maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 5. Ceza Dairesi – Karar: 2008/56).

Çocukların Görmesi, Dinlemesi ve Okumasının Sağlanması Suretiyle Müstehcenlik Suçu

TCK’nın 226. maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçunun üçüncü fıkrasında müstehcenliğe karşı çocukları korumaya yönelik iki ayrı suç tanımına yer verilmiştir. Bunlardan birincisi; müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukların kullanılması suretiyle oluşmaktadır. İkinci suç ise, bu ürünlerin ülkeye sokulması, çoğaltılması, satışa arzı, satışı, nakli, depolanması, ihracı, bulundurulması ya da başkalarının kullanımına sunulması fiillerinden birinin işlenmesiyle oluşmaktadır.

Beşinci fıkraya göre; üç ve dördüncü fıkralardaki suçların konusunu oluşturan ve müstehcenlik bakımından mutlak yasak kapsamına giren ürünlerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayınlanması, yayınlanmasına aracılık edilmesi ya da çocukların görmesinin, dinlemesinin veya okunmasının sağlanması, ayrı bir suç oluşturmaktadır. Suçların sayılan bu seçimlik hareketlerinden depolama öğesi, bilişim alanında “bir bellek cihazına veriyi yerleştirmek veya saklamak” anlamına gelmektedir(www.tdk.gov.tr).

Bir bilişim sisteminde depolamanın söz konusu olabilmesi için verilerin ileride yeniden kullanabilme amacıyla biriktirilmesi, tasnif edilmesi ve sanal ürünün niteliğine göre yeteri kadar bulundurulması gereklidir. Gelişen teknoloji ve sağladığı hizmetler karşısında depolama veya bulundurma işlemi, bilgisayar, telefon, kamera gibi araçların hafızasını oluşturan donanımlar, USB bellekler, CD-DVD, harici disk gibi eşyalar ile bulut (cloud) sistemlerinde gerçekleştirilebilir.

Müstehcenlik suçunda ürünlerin depolanması veya bulundurulmasının söz konusu olabilmesi açısından, tek bir müstehcen ürünün tespiti bile yeterli olacaktır. İncelemeye konu olayda; sanık ile yaşı küçük katılan …’nun bir süre sevgili oldukları, bu süre içerisinde yaşı küçük katılanın kendisine ait bazı görüntüleri sanığa internet aracılığıyla gönderdiği, dosyaya sunulan bilirkişi raporu incelendiğinde ise bu görüntülerin yukarıda tanımı yapılan TCK’nın 226/3. maddesi kapsamında cinsel içerikli oldukların tespit edildiği, katılana ait görüntülerin sanık tarafından depolandığı ve ayrılmalarından sonra sanığın bu görüntüleri tanık olarak dinlenen …’a facebook isimli sosyal paylaşım sitesi aracılığıyla bireysel mesaj olarak gönderdiği, bu mesajların gönderildiği tarih itibariyle tanık …’ın reşit olmadığı (16 yaş) hususlarının, katılanın aşamalardaki tutarlı beyanları ve sanığın samimi ikrarı ve tanık …’ın aşamalardaki anlatımları ve tüm dosya kapsamıyla sabit olduğu anlaşılmakla,

Sanığın, yaşı küçük katılan …’ya ait cinsel içerikli görüntüleri depolaması eyleminin TCK’nın 226/3-son cümlesinde tanımlanan müstehcenlik suçunu oluşturduğu, bu görüntüleri suç tarihinde reşit olmayan …’a bireysel mesaj yoluyla göndermesi eyleminin ise aynı Yasa’nın 226/5. maddesinde tanımlanan müstehcenlik suçunu oluşturduğu, TCK’nın 44. maddesinde tanımlanan fikri içtima kuralı gereğince en ağır cezayı öngören ve sanığın bu görüntüleri çocukların görmesinin, dinlemesinin veya okunmasının sağlanması nedeniyle TCK’nın 226/5. maddesi uyarınca mahkûmiyeti yerine, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle sanığın beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi-K.2020/15475).

Müstehcenlik Suçu – TCK 226

Müstehcenlik Suçu – TCK 226

Müstehcen, ahlak ve edebe aykırı olan, cinsel özellikler taşıyan, ahlaki açıdan kişiyi rahatsız edecek ve toplumda söylenmemesi gereken, erotik veya pornografik içerikleri ifade etmektedir.

5237 sayılı kanunda Müstehcenlik suçu, TCK md.226’da “Genel Ahlaka Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. Kanunda müstehcenliğin tanımı yapılmamış fakat suçun unsurları ve cezasına yer verilmiştir.

Her ne kadar kanunda müstehcenliğin tanımı yapılmamış olsa da Yargıtay ceza dairelerinin başkan ve üyelerinden oluşan Ceza Genel Kurulunn 24/3/2015 tarih ve 2014/14-603 Esas, 2015/66 sayılı kararında;

“Normatif bir kavram olan müstehcenliğin, toplumdan topluma ve aynı toplum içinde toplumsal değerlere bağlı olarak değiştiğini, müstehcenlik olgusunun tespitinde, toplumun belli bir kesiminde kabul edilen değer yargılarının değil, toplum genelinin ve demokratik toplum düzenine ilişkin davranış kurallarının esas alınması gerektiğini belirtmiştir.”

Müstehcenlik suçu için görevli mahkeme fail 18 yaşının üzerinde ise asliye ceza mahkemesidir. Failin 18 yaşının altında olan bir çocuk olması halinde görevli mahkeme Çocuk Koruma Kanunu gereği çocuk mahkemesidir.

Müstehcenlik Suçunun Unsurları Nelerdir?

Suçun, maddi unsur ve manevi unsur olmak üzere iki temel unsuru vardır. Bu temel unsurlar alt başlıklarda incelenir. Bu suçta manevi unsur kasttır. Müstehcenlik suçunu işleyen kişinin elinde bulundurduğu ürünün müstehcen olduğunun bilincinde olması gerekir. Müstehcenlik suçunun maddi unsurları da fail mağdur, suçun konusu ve harekettir.

Müstehcenlik Suçunun Maddi Unsurları Nelerdir?

Fail

TCK m. 37 açısından, fiili gerçekleştiren kişi fail olarak tanımlanmıştır. Suçun faili olmak açısından kanun özel bir hükme yer vermemiştir. Bu nedenle, müstehcenlik suçunun faili herkes olabilir.

Mağdur

Bu suçun mağduru ise toplumdur. Ayrıca müstehcenlik suçu TCK’nın 226. Maddesinin 1. Ve 3.  Fıkrasında 18 yaşını tamamlamamış, çocuk olarak tanımladığımız kişiler içinde ekstra düzenleme yapılmıştır.

Müstehcenlik Suçunun Konusu

Bir şeyin, müstehcenlik suçunun konusu olabilmesi için öncelikle müstehcen (ahlak ve edebe aykırı olan) olması gerekmekte sonrasında ise bu müstehcen şeyin yazıya, görüntüye veya söze dönüşerek somut bir olgu teşkil etmesi gerekmektedir.

Neler müstehcen olarak adlandırılır ona bakacak olursak, bir ürünün müstehcen olarak nitelendirilebilmesi için belirli şartları taşıması gerekmektedir. Bu şartlar;

  • Ürün tamamen veya önemli ölçüde cinsel dürtüleri tahrik amacına yönelik olmalıdır.
  • Ürünle, insan bir kişi olmaktan ziyade obje haline getirilmiş olmalıdır. Üründe cinsellik ön planda olmalıdır.
  • Cinsel hareketler, estetikten uzak, saygısız, kaba, kışkırtıcı ve rahatsız edici bir tarzda ifade edilmelidir.

Örneğin; cenaze arabasını kaçırarak içindeki cesetle ilişkiye giren nekrofili (cesetlere cinsel ilgi duyan) kadının bu eylemi  bu suçun konusunu oluşturmaktadır.

Hareket

Müstehcenlik, Türk Ceza Kanunu’nda seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Bu kapsamda kanunda belirtilen

Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini göstermek, bu ürünleri dinletmek okumak ya da okutmak bu içerikleri çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen göstermek, sergilemek, bu ürünlerin içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa çıkarmak veyahut da kiralamak, dağıtmak, bu ürünlerin reklamını yapmak gibi hareketlerin herhangi birinin fail tarafından gerçekleştirilmesi suçun oluşumu için yeterlidir.

Müstehcenlik Suçunun Hukuka Uygunluk Nedenleri

Bilimsel eserlerde, sanatsal ve edebi değeri olan eserlerde yayınlanan bir eserin içeriğinde müstehcenlik içeren görüntünün ya da yazının bulunması müstehcenlik suçunu oluşturmaz.

İstisnai olarak, bu tarz ürünlerde çocuk p*rnosunun var olması halinde hukuka uygunluk nedeni ortadan kalkmaktadır.

Müstehcenlik Suçunun Cezası

1’inci fıkradaki suçun yaptırımı altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası; 2’inci fıkradaki suçun yaptırımı, altı aydan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası 3’üncü fıkranın birinci cümlesindeki suçun yaptırımı beş yıldan on yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası, ikinci cümlesindeki suçun yaptırımı, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası; 4’üncü fıkradaki suçun cezası bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası; 5’inci fıkradaki suçun yaptırımı ise altı yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.

NCMEC Raporu

Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi (NCMEC) tarafından; Çocukların istismarı, sömürülmesi vb. ile ilgili tespitler sonucu oluşturulan raporlardan oluşur.

NCMEC, sosyal medya aracılığıyla ‘çocuk müstehcen’ görüntüleri paylaşan ve müstehcen sitelerinden fotoğraf ile video indiren adresleri tespit ederek servis sağlayıcıları tarafından müstehcen ürünleri kuruma iletilen IP adresleri, vs. dijital delil ve materyaller toplandıktan sonra hazırlanan bu rapor, kişinin bulunduğu ülkedeki kolluk birimlerine gönderilmektedir. Bu raporlara istinaden, her gün şüpheliler hakkında sayısız soruşturma açılmakta olup, şüphe altındaki şahıslar hakkında iddianameler düzenlenmektedir.

Google tarafından şu an için kuruma bildirilen rapor sayısının 412.141, içerik sayısının 3.413.673, bu ihlali yapan ve devre dışı bırakılan hesap sayısının 129.174, google tarafından kaldırılan url sayısının ise 596.710 olarak belirtilmektedir.

Örnek olarak, ABD Ulusal Kayıp ve Sömürülen Çocuklar Merkezi’nin (NCMEC) ‘çocuk müstehcen’ görüntülerini indirdiği ve sosyal medyada paylaştığı ihbarıyla gözaltına alınarak tutuklunan Murat Pehlivan (22), Edirne 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında 29 yıl 22 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Müstehcenlik Suçu Yargıtay Kararları

İnternet Üzerinden Çocuğun Görüntülerini Kaydederek Müstehcenlik Suçu İşlenmesi

TCK’nın 226/3. Maddesinin TCK’nın 226/3. maddesinin 1.cümlesindeki düzenlemede “müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanmak” suç olarak tanımlanmıştır. Üretmek kelime anlamıyla oluşturmak, yaratmak ve meydana getirmek anlamlarına da gelmektedir ( …/www… ) Çocuğun müstehcenlik içeren görüntüsünün, resminin veya sesinin kullanılması, yazı veya ses içeriğinde çocuğun yer alması bu suçun oluşumu için yeterlidir.

Tüm bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın, internet ortamında tanıştığı ve suç tarihinde onsekiz yaşından küçük olan katılan çocuğun müstehcen nitelikteki çıplak görüntülerini internet üzerinden bilgisayar kamerası ve özel bir yazılım aracılığıyla kaydetmesi şeklindeki eyleminin, TCK’nın anılan maddesinde düzenlenen “müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanma” suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2017/2091).

Yaşı Küçük Çocuklara Porno Film İzletme ve Müstehcenlik Suçu

Yaşı küçük mağdurun, sanığın televizyonda seyrettiği çıplak kadın ve erkeklerin yer aldığı bir filmi televizyon ekranına ayna tutarak kendilerine izlettirdiğine yönelik aşamalardaki tutarlı ve suç isnadı için herhangi bir neden görülmeyen beyanları karşısında, sanığın yaşı küçük mağdurlara evinin açık olan penceresinden izlemekte olduğu porno içerikli filmi göstererek müstehcenlik suçunu işlediği düşünülmeden, sanığın mahkûmiyeti yerine beraatine hükmedilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18.Ceza Dairesi – Karar: 2016/19166).

Çıplak Resim Yayınlama, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve Müstehcenlik Suçu

Mağdurun fiziksel mahremiyetine dair sutyensiz yarı çıplak resimlerini, onun bilgisi ve rızası dışında ifşa eden suça sürüklenen çocuğun eyleminde TCK’nın 134/2. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluştuğu; ayrıca, 14 yaşındaki mağdurun, cinsel arzuları tahrik ve istismar eden, toplumun sahip olduğu ortak edep duygularıyla yerleşik edep kurallarını incitici nitelikteki müstehcen görüntülerini, mağdurun Facebook hesabı üzerinden yayımlayan suça sürüklenen çocuğun 5237 Sayılı TCK’nın 226/5. maddesinde tanımlanan müstehcenlik suçunu da işlediği, bir fiiliyle birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan suça sürüklenen çocuğun, 5237 Sayılı TCK’nın 44. maddesi gereğince, daha ağır cezayı gerektiren müstehcenlik suçundan cezalandırılması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yasal ve yeterli olmayan gerekçelere dayalı olarak, suça sürüklenen çocuk hakkında, 5237 Sayılı TCK’nın 134/2. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 12.Ceza Dairesi – Karar: 2015/4333).

Çocukların Cinsel İlişki Görüntülerinin Satışa Arz Edilmesi Suçu

Sanığın, çocukların kullanıldığı cinsel ilişki görüntülerinin yer aldığı CD’yi satışa arz etmek şeklindeki eylemi TCK’nın 226/1. maddesi ve 226/3. maddesindeki iki ayrı suçu oluştursa da, TCK’nın 44. maddesinde tanımlanan fikri içtima kuralı gereğince daha ağır cezayı öngören TCK’nın 226/3. maddesi 2. cümlesinden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, sanığın her iki suçtan ayrı ayrı mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 14. Ceza Dairesi – Karar: 2013/13412).

Çocukların Çocuklara Karşı Müstehcenlik Suçu İşlemesi

Suça konu görüntüler üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, bunların müstehcen nitelikte olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, bunun sonucuna göre, suça sürüklenen çocuklardan ‘in bu görüntüleri çocuk yaştaki ‘a, ‘ın yine çocuk olan arkadaşlarına göstermeleri, ‘ın ise görüntüleri internet aracılığıyla yayınlaması biçiminde gerçekleştiği kabul edilen eylemlerinin, TCK’nın 226/5. maddesinin ihlali niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği halde, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2016/12417).

Şiddet Kullanılarak veya Hayvanlarla Cinsel İlişkiye Dair Müstehcen Görüntü

Bilirkişi raporunda sanığın satışa sunduğu ileri sürülen CD’lerde şiddet kullanılarak, hayvanlarla ve doğal olmayan yollardan yapılan cinsel davranışlara ilişkin görüntülerin yer aldığının bildirilmesi karşısında, eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 226/4. maddesinde yer alan suçu oluşturabileceği ve bu suçtan dolayı yargılama yaparak delillerin değerlendirilmesi ve suç vasfının belirlenmesi görevinin Asliye Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu nazara alınarak 5235 sayılı Yasa’nın 11, geçici 1. ve CMK’nın 4. maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 5. Ceza Dairesi – Karar: 2008/56).

Çocukların Görmesi, Dinlemesi ve Okumasının Sağlanması Suretiyle Müstehcenlik Suçu

TCK’nın 226. maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçunun üçüncü fıkrasında müstehcenliğe karşı çocukları korumaya yönelik iki ayrı suç tanımına yer verilmiştir. Bunlardan birincisi; müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukların kullanılması suretiyle oluşmaktadır. İkinci suç ise, bu ürünlerin ülkeye sokulması, çoğaltılması, satışa arzı, satışı, nakli, depolanması, ihracı, bulundurulması ya da başkalarının kullanımına sunulması fiillerinden birinin işlenmesiyle oluşmaktadır.

Beşinci fıkraya göre; üç ve dördüncü fıkralardaki suçların konusunu oluşturan ve müstehcenlik bakımından mutlak yasak kapsamına giren ürünlerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayınlanması, yayınlanmasına aracılık edilmesi ya da çocukların görmesinin, dinlemesinin veya okunmasının sağlanması, ayrı bir suç oluşturmaktadır. Suçların sayılan bu seçimlik hareketlerinden depolama öğesi, bilişim alanında “bir bellek cihazına veriyi yerleştirmek veya saklamak” anlamına gelmektedir(www.tdk.gov.tr).

Bir bilişim sisteminde depolamanın söz konusu olabilmesi için verilerin ileride yeniden kullanabilme amacıyla biriktirilmesi, tasnif edilmesi ve sanal ürünün niteliğine göre yeteri kadar bulundurulması gereklidir. Gelişen teknoloji ve sağladığı hizmetler karşısında depolama veya bulundurma işlemi, bilgisayar, telefon, kamera gibi araçların hafızasını oluşturan donanımlar, USB bellekler, CD-DVD, harici disk gibi eşyalar ile bulut (cloud) sistemlerinde gerçekleştirilebilir.

Müstehcenlik suçunda ürünlerin depolanması veya bulundurulmasının söz konusu olabilmesi açısından, tek bir müstehcen ürünün tespiti bile yeterli olacaktır. İncelemeye konu olayda; sanık ile yaşı küçük katılan …’nun bir süre sevgili oldukları, bu süre içerisinde yaşı küçük katılanın kendisine ait bazı görüntüleri sanığa internet aracılığıyla gönderdiği, dosyaya sunulan bilirkişi raporu incelendiğinde ise bu görüntülerin yukarıda tanımı yapılan TCK’nın 226/3. maddesi kapsamında cinsel içerikli oldukların tespit edildiği, katılana ait görüntülerin sanık tarafından depolandığı ve ayrılmalarından sonra sanığın bu görüntüleri tanık olarak dinlenen …’a facebook isimli sosyal paylaşım sitesi aracılığıyla bireysel mesaj olarak gönderdiği, bu mesajların gönderildiği tarih itibariyle tanık …’ın reşit olmadığı (16 yaş) hususlarının, katılanın aşamalardaki tutarlı beyanları ve sanığın samimi ikrarı ve tanık …’ın aşamalardaki anlatımları ve tüm dosya kapsamıyla sabit olduğu anlaşılmakla,

Sanığın, yaşı küçük katılan …’ya ait cinsel içerikli görüntüleri depolaması eyleminin TCK’nın 226/3-son cümlesinde tanımlanan müstehcenlik suçunu oluşturduğu, bu görüntüleri suç tarihinde reşit olmayan …’a bireysel mesaj yoluyla göndermesi eyleminin ise aynı Yasa’nın 226/5. maddesinde tanımlanan müstehcenlik suçunu oluşturduğu, TCK’nın 44. maddesinde tanımlanan fikri içtima kuralı gereğince en ağır cezayı öngören ve sanığın bu görüntüleri çocukların görmesinin, dinlemesinin veya okunmasının sağlanması nedeniyle TCK’nın 226/5. maddesi uyarınca mahkûmiyeti yerine, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle sanığın beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi-K.2020/15475).



Müstehcenlik Suçu , TCK 226 , cinsel içerikli paylaşım , pornografi , cinsel taciz , çocuk istismarı , cinsel saldırı , cinsel içerikli yayın , cinsel sömürü , sansürsüz içerik ,
Whatsapp ile görüş